Finansal okuryazarlık kavramını incelediğimizde, sadece ülkemizde değil, dünyada da yeni bir kavram olduğunu görüyoruz.
Ancak bilinen o ki, global ölçekte incelediğimizde finansal okuryazarlık teriminin karşılığını en az bulan coğrafyalardan birinden yaşamaktayız. Ülkemizde çok sayıda üniversite, üniversitelerin hemen hemen hepsinde İktisat Fakülteleri olmasına rağmen özellikle gençler arasında finansal okuryazarlık doldurulmamış bir terim olarak kalmış. Gençler finans konusunda sadece enflasyonu, krediyi, basit bankacılık terimlerini biliyorlar. Geleceğe dair ekonomi planları yok ve ailelerinde de böyle bir alt yapı yok. Orta yaş grubu ise sosyal güvenlik dışında herhangi bir ek gelir ya da emeklilik planına sahip değil. Çok trajik ama ülke olarak tasarruf ve yatırımdan habersiz yaşıyoruz.
Finansal okuryazarlık temel düzeyde para ve bütçe yönetiminden çok daha fazlasını ifade etmektedir. Çünkü bireylerin kendi hanelerindeki tüketim ve tasarruf alışkanlıkları toplumun finansal karakterini yansıtmaktadır.
Bireylerin günümüz sosyo ekonomik koşullarında finansal okuryazarlık becerilerine sahip olmaları hem finansal problemleri önceden öngörüp çözebilmeleri hem de refah içinde bir hayat sürdürebilmeleri açısından önemlidir.
Sürekli gelişen ve değişen dünyayı yakalayabilmek için finansal konularının takip edilmesi ve kişilerin kendi hayatları için en anlamlı kararı verebilmesi gerekmektedir. Bunu sağlamak, ancak finansal durumunuzu görerek, mali dengeleri sağlayarak, değişimi kabul ederek, finansal okuryazarlığın hayat boyu uygulanacak bir kavram olduğunu bilerek mümkün olabilir.
Unutmamak gerekir ki, küreselleşen ve sınırların kalktığı dünyada, başka bir ülkede meydana gelen kriz bile bizlere yansımaktadır. Piyasalarda oluşan kelebek etkisini görebilmek ve önlem alabilmek finansal okuryazarlık ile mümkün olacaktır.