'Paramı Yönetebiliyorum' 8 Yaşında

Türkiye’nin finansal okuryazarlık alanında önemli projelerinden biri olan ‘Paramı Yönetebiliyorum’ 8 yaşında. Visa, UNDP, Habitat ortaklığında bankaların katkılarıyla devam eden proje, kamu ve özel sektöre örnek olmayı başardı.
TÜRKİYE’de 8 yıldır bir değişim yaşanıyor. Artık, çok sayıda genç aldığı eğitimle nasıl tasarruf yapacağını ve parasını nasıl yönetebileceğini biliyor. Peki bu fikir ortaya nasıl çıktı? Visa, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Habitat Derneği, 8 yıldır ‘Paramı Yönetebiliyorum’ projesini yürütüyor. 2009 yılında dünya ve Türkiye küresel krizin etkileriyle uğraşırken ortaya çıkan proje bugün 400 binden fazla kişiye ulaştı. Paramı Yönetebiliyorum projesinin etkisi sadece Türkiye’yle de sınırlı kalmadı. Avrupa’da 4 ülkede uygulanan proje hem kurumsal sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmek isteyen şirketler için hem Türkiye için hem de dünya için tam bir model ve örnek haline geldi.
Visa Türkiye Genel Müdürü Merve Tezel, neden bu işe girdiklerini şöyle açıklıyor: “Ülkemizin istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme yakalaması, sağlıklı bir ekonomik yapıya sahip olması için tasarrufların artması, ve bunun için de toplumda finansal okuryazarlığın gelişmesi gerekiyor. İşimizin doğası gereği finansal erişim ve tabana yayılma konusunda önemli bir paydaşız. Sektör lideri olarak yaşadığımız topluma karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek ve finansal okuryazarlığın geliştirilmesine öncülük etmek amacıyla Paramı Yönetebiliyorum projesini hayata geçirdik. Bankalarımızla birlikte bir program geliştirdik. Pilot çalışma olarak 17 ilde 58 eğitmenle işe başladık. Gündelik hayatta gelir gider dengesi kurabilmek, nakit akışını düzenli takip edebilmek, geleceğe yönelik planlama ve birikim yapabilmek, doğru finansal ürünleri seçebilmek,hak ve sorumlulukları bilmek konularını kapsayan bir içerik hazırlandı.
DEĞER YARATIYORUZ
Finansal okuryazarlık alanında sektörel bir seferberlik gerekliydi. Bankalarımıza sorduk. Hepsinin desteği ve onayını aldık. UNDP’nin kapısını çaldık. Finansal okuryazarlık alanına eğilmek istediğimizi, 22 bankamızla beraber manevi ve maddi büyük bir güç yaratacağımızı söyledik. O dönemde finansal okuryazarlık kavramı Türkiye için çok yeniydi. UNDP son derece olumlu baktı. Sadece bankalarımız değil kamu ve STK’lar ile de bir araya gelmek ve böylesi bir seferberlik içinde onların da katılımını görmek istedik. Böylece saha uygulaması için Habitat Derneği’ni de yanımıza alarak yola çıktık.
Çok uzun soluklu bir projeye başladıklarının farkında olduklarını söyleyen Tezel, “Gençlere birebir eğitim veriyoruz. Hedefimiz 1 lirayla bile tasarruf yapılabileceği inancını geliştirmek. Şu an programımız 81 ilde 1400’ü aşkın eğitmenle devam ediyor. Eylül sonu itibariyle 500 bin gence ulaşmış olacağız” diye konuşuyor.
Başlangıçtan bugüne gelinen noktayı görmek için düzenli olarak etki analizi yaptıklarını belirten Tezel, değişimi şöyle anlatıyor: “Projenin ilk 5 yılında nasıl bir etki yarattığımızı görmek için 2015 Nisan ayında eğitim alan ve almayan gençlerin finansal okuryazarlık düzeyini karşılaştıran bir araştırma yaptık. Araştırma sonuçlarına göre bütçe yaptığını söyleyenlerin oranı eğitim alanlarda yüzde 81 iken eğitim almayanlarda bu oran yüzde 55 oldu. Bileşik faizin hesaplanmasında eğitim alanların yüzde 62’si doğru cevap verirken eğitim almayanların ise sadece yüzde 31’i doğru cevap verdi. Enflasyonun gelire etkisi sorulduğunda doğru cevap verenlerin oranı eğitim alanlarda yüzde 66, almayanlarda yüzde 39 oldu. Ve en önemlisi tasarruf konusuna geldiğimizde eğitim almayanların sadece yüzde 23’ü tasarruf yaptığını belirtirken eğitim alanlarda bu oran yüzde 50’ye çıktı.”
11 MİLYAR EK TASARRUF
“Bu sonuçlardan yola çıkarak eğitimlerin ülke ekonomisine etkisini anlamak için bir simülasyon çalışması yaptık. Paramı Yönetebiliyorum eğitimlerinin Türkiye’deki 15-30 yaş grubu gençlerin tümüne ulaşması durumunda, bir yılda 11 milyar TL ek tasarruf yaratılabileceğini gördük. Bu, 2015 yılının cari açığının yüzde 10’una denk gelen çarpıcı bir rakam.”
UNDP Özel Sektör Yöneticisi Hansın Doğan da özel sektörle çalışma bakımından projenin onlar için ayrı bir yeri olduğunu söylüyor ve bunu şöyle anlatıyor: “Kalkınmadan sorumlu bir ajans olarak bu alandaki hedeflere özel sektör olmadan ulaşılamayacağını düşünüyoruz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde 17’nci madde bununla ilgili, Binyıl Kalkınma Hedefleri’nde de 7’nci hedef buydu. Sadece ilgili kamu kurumlarının çabasıyla, sivil toplumun desteğiyle kalkınma hedeflerine ulaşılamıyor. Özel sektör ne tür katkıda bulunabilir diye baktığımızda Paramı Yönetebiliyorum bunun modeli oldu. Her fırsatta başka şirketlere de anlatıyoruz. Bizim özel sektörden beklentimiz sadece finansal destek değil. Asıl beklentimiz sahip oldukları bilgi, tecrübe ve uzmanlıklarını paylaşmaları. Paramı Yönetebiliyorum bu anlamda da bir model. Bir tarafta UNDP var, bir tarafta saha operasyonlarında gönüllülük gücü var, arka planda ise Visa bir çok bankayı buluşturuyor. Bu da çok önemli bir katkı, başka projelerde pek görmediğimiz bir şey. Hem çekirdek işbirliği hem de arka planda daha geniş işbirlikleri var.
PLANLARA GİRDİ
Bir hedefimiz de projeyi kamunun gündemine taşımaktı. Onuncu Kalkınma Planı geliştirme hazırlık toplantılarına katıldık ve projeyi paylaştık. Finansal okuryazarlık Kalkınma Planı’nda da yer aldı. Hemen ardından ilgili kurumlarla birebir görüşmeler, seminerler ve konferanslarda projenin anlatılması çok etkili oldu. Sonuç olarak Ulusal Strateji ve Eylem Planları yayınlandı. Biz modeli kurduk, uyguladık ve anlattık. Sonucunu aldık.”
Habitat Derneği Başkanı Sezai Hazır, projenin onlarda da farkındalık yarattığını dile getirirken “Projeyle tüketim kalıp ve alışkanlıklarını değiştiriyoruz. Gençler geleceğe umutsuz bakıyordu. Biz, kısıtlı bütçeleriyle nasıl ayakta duracaklarını, küçük de olsa ideallerini, hayallerini nasıl gerçekleştireceklerini gösterdik. Toplum mühendisliği yapmadık. Sahayı uzaktan yönetmedik. Biz düşüncelerimizi paylaştık, sahadan gelen önerileri aldık ve değerlendirdik. Programı böyle geliştirmeye çalıştık” diyor. Sivil toplum kuruluşlarının özel sektörle genelde sponsorluk ilişkisi geliştirdiğini söyleyen Hazır, şöyle konuşuyor:
BÜYÜK SİNERJİ
“Biz bir ortaklık geliştirdik. Üç kurum projenin planlanmasında, programlanmasında, yazılım ve uygulama aşamasında 8 yıldır her aşamada beraber çalıştı ve karar verdi. Ortak bir sinerji oluştu. Paramı Yönetebiliyorum’un bir diğer önemli yönü de gençlerin gönüllülük bilinciyle projede yer alması. Gençleri nasıl mobilize ediyorsunuz diye soruluyor. Evet, ediyoruz çünkü gençleri mobilize eden sadece para değil, asıl önemli olan yararlı bir iş yaptıklarını hissetmeleri. 1416 gençten oluşan bir gönüllü ordusu var. Eğitim için yer ayarlıyor, kamuyla ilişki kuruyor, programın gelişmesine katkıda bulunuyorlar. O kadar içselleştirmişler ki hayatın her alanında Paramı Yönetebiliyorum’un elçiliğini üstleniyorlar. Bunun nedeni ortakların oluşturmuş olduğu sinerji. Böyle bir sinerji olmasa, biz ortaklar olarak projeye bu kadar inanmasak, sahaya da bu enerjiyi yansıtamayız. Proje gençlerin ihtiyaçlarıyla sürekli yenilendi, gelişti. Gönüllü gençler fikirlerinin ciddiye alındığını hissedince projeyi sahiplendiler.”
Nazan Somer Özelgin (Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı): Türkiye’de kamu ve özel sektör finansal okuryazarlık bilincinin artmasına yönelik önemli çalışmalar yürütüyor. Bu anlamda Yapı Kredi olarak biz de üzerimize düşen görevi yerine getiriyoruz. Paramı Yönetebiliyorum Türkiye’nin finansal okuryazarlıkta istenilen noktaya ulaşması için başlatılan çalışmalardan biri. 2009 yılından bu yana yürütülen programın çıkış noktası gençlerimizin tasarruf konusuna yeterli önemi vermediklerini gösteren araştırmalar oldu. 8 yıl içerisinde 81 ilde 400 bin gence bütçenin nasıl yönetileceği, yatırımın neden yapılması gerektiği, finansal hedeflerin gerekliliği gibi konularda eğitimler verildi. Program, gençlerin teknoloji kullanım alışkanlıklarına göre zenginleşti, online eğitim, mobil uygulama, sosyal medya ile desteklendi. Bugün Paramı Yönetebiliyorum’a katılan öğrencilerin finansal okuryazarlık oranının arttığını, pek çoğunun tasarrufa yöneldiğini görüyoruz. Hedefimiz daha fazla kişiye ulaşmak ve finans konusunda daha bilinçli bireylerin yetişmesine destek olmak.
Yalçın Sezen (İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı): Dijital çağın beraberinde getirdiği hızlı dönüşümlerin, yeniliklerin ve büyük veri akışının yaşandığı günümüzde gençler daha karmaşık finansal ürünler, servisler ve sistemler ile karşı karşıya bulunuyor. Ülkemizde genel tasarruf bilincini canlandırmalı ve kalıcı hale getirmeliyiz. 10.Kalkınma Planı’nda 2019 yılında hedeflenen yüzde 16 oranındaki yurtiçi tasarruf oranının sürdürülebilir bir şekilde artışının devam etmesi için, özellikle okul çağından başlayarak finansal eğitimin zorunlu eğitim müfredatı ile bütünleştirilerek sağlanmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Paramı Yönetebiliyorum’u, 2009 yılından beri devam eden uzun soluklu bir proje olduğundan dolayı çok başarılı buluyorum. Kamu, özel sektör ve sivil toplumu tek bir proje altında bir araya getirmeyi başararak Türkiye’nin tüm illerine ulaşan Paramı Yönetebiliyorum’a iştirak eden, destek sağlayan tüm kurum ve kuruluşları tebrik ediyorum.
Çağrı Süzer (Garanti Bankası Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı): Paramı Yönetebiliyorum projesiyle farklı yaş grubu ve segmentlere uygun eğitimler veriliyor. Bugüne kadar 400 binden fazla gencin faydalandığı eğitimlerle Türkiye’de finansal okuryazarlık oranının yükseldiğini biliyoruz. Uzun vadede düzenli bütçe yapma, doğru yatırım aracında birikimini değerlendirme, tasarruf yapma, ihtiyacını analiz edebilme ve düzenli şekilde faturalarını ödeyebilme gibi göstergelerde daha yüksek oranlarla karşılaşıyoruz. Gençlerin finansal ürünlere yönelik farkındalıklarının yükseltilmesi ve tasarruf bilincinin aşılanması çok önemli. Sosyal medya, online ve mobil mecralarla bu eğitimlerin yayılmasını sağlamamız gerekli. Proje sonuçları 8 yıl önce başlayan tasarruf adımlarının ileriki yıllarda makro düzeyde fark yaratacağını gösteriyor, projeyi uluslararası alanda fark yaratan konuma getiriyor. Paramı Yönetebiliyorum’un sürdürülebilir olması, hedeflenen kitlelere ulaşması ve bu kitlelerdeki tasarruf oranlarının katlanarak artması projenin ne kadar doğru konumlandırıldığının en büyük göstergesi.
Murat Koraş (Finansbank Ödeme Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı): Finansal okuryazarlık son yıllarda gitgide daha fazla duymaya başladığımız bir kavram olmakla birlikte özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için son derece kritik. Gerek finansal kurum ve kuruluşlar gerekse devlet tarafından bu konuda tüketiciyi bilinçlendiren adımlar atıldığını görüyoruz. Bankalar ve Visa’nın desteğiyle sürdürülen “Paramı Yönetebiliyorum” bunun bir örneği. Önümüzdeki dönemde Finansal Okuryazarlığın ivme kazanarak artmasını bekliyoruz. Daha ileri gidebilmemizin yolu yarınlarımız olan gençlerin finansal okuryazar olabilmesinden geçiyor. Eğitim müfredatı içerisinde Finansal Okuryazarlık derslerinin eklenmesi bu anlamda önemli bir adım olabilir. “Paramı Yönetebiliyorum” başladığı 2009’dan bugüne 15-30 yaş arası 400 bin gence değer yaratan önemli bir proje oldu. Üstelik, dijital mecralardaki içeriğini zenginleştirerek ulaştığı kişi sayısı her geçen gün artıyor.
Arif İsfendiyaroğlu (Akbank Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı): Türk bankacılık sektörünün finansal okuryazarlığı destekleyici çalışmalarının da etkisiyle, toplum genelinde pozitif bir gelişme olduğunu son 8 yıldır sürdürdüğümüz Tasarruf Seferberliği’nin geri bildirim verilerinde görebiliyoruz. Tasarruf Seferberliği, başta bankacılık sektörü olmak üzere, tüm finans sektörü omuz verdikçe hedefine daha da hızlı ulaşacaktır. Tasarrufu özendirici düzenlemeler ile toplumun farklı kesimlerinin bu konuda desteklenebileceğine inanıyoruz. Paramı Yönetebiliyorum projesiyle bugüne kadar, yüz binlerce gence ulaşıldı. Bu önemli projenin bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Biz de bu konuyu önceliklendirerek, müşterilerimizi tasarrufa yönlendirecek ürün ve hizmetler geliştiriyoruz. 2012’den beri 300’ün üzerinde Akbanklı gönüllümüzle yürüttüğümüz ve yaklaşık 80 bin çocuğumuzla bir araya geldiğimiz “Akbank Ekonominin Kahramanı Çocuklar” Projemizle de ilköğretim öğrencilerinde tasarruf konusunda bilinç ve farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.
Mehmet Meriç Kaytancı (VakıfBank Ödeme Sistemleri Başkanı): Türkiye’deki finansal okuryazarlık seviyesi, tabana yaygın biçimde artmaktadır. Büyük şehirde yaşayan, eğitimli, yüksek gelir ve sosyo ekonomik statüye sahip bireylerde finansal okuryazarlık oranı daha iyi seviyede olmakla birlikte diğer grupların farkı giderek kapattığı görülmektedir. Finansal erişimin artması da finansal okuryazarlığa olumlu katkı sağlamaktadır. Ülkemizin gündeminde yer alan tasarruf açığının azaltılması için önemli araçlardan biri olan finansal okuryazarlıkta iki başlık öne çıkmaktadır.
1. Özellikle genç nüfusta artan düzenli bütçe yapma alışkanlığıyla birlikte bireylerin birikim yapma şansı artacaktır.
2. Finansal hedefler belirleyerek, harcamalar kontrol altına alınabilecek ve gelecekteki satın almalar için para biriktirilebilecektir.
Paramı Yönetebiliyorum, verilen eğitimler aracılığı ile her iki alanda da bireylere doğrudan katkı sağlamaktadır.
Hasan Ünal (Halkbank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı): Türkiye’de son yıllarda finansal okuryazarlık alanında önemli adımlar atıldı. Diğer yandan, yapılan araştırmalar bu alanda gidilecek yolun oldukça uzun olduğunu gösteriyor. Temel finansal kavramların yanı sıra bütçe yönetimi ve tasarruf bilinci konuları da çok önemli. Paramı Yönetebiliyorum ülkemizde farklı kurum ve kuruluşlarla yönetilen finansal okuryazarlık projeleri arasında en kapsamlı ve sürdürülebilir projelerden biri oldu. Projenin kapsamının net olarak belirlenmesi, teknolojinin etkin kullanımı, projede yer alan paydaşların destek ve ilgisi Paramı Yönetebiliyorum’un başarısına katkı sağlayan etmenler oldu. 8 yıldır kesintisiz süren projede gençlerin hedef kitle olarak belirlenmesi, kısa vadede çözümlenmesi mümkün olmayan finansal okuryazarlık sorununun çözümünde geleceğe yönelik bir yatırım işlevi sağladı.
Gökhan Mendi (TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı): Ülkemizde tasarruf oranlarının yükseltilmesi, bireylerin gelirlerini, tasarruflarını ve yatırımlarını en uygun şekilde değerlendirerek bütçelerini daha verimli yönetebilmesi büyük önem taşıyor. Türk Ekonomi Bankası (TEB) olarak, 2012’de kurduğumuz TEB Aile Akademisi kapsamında sorumlu bankacılık anlayışımızla toplumumuzun finansal okuryazarlık düzeyinin yükseltilmesi ve tasarruf bilincinin yaygınlaşması amacıyla çalışıyoruz. 2019 sonu itibariyle 20 milyona yakın kişiyi finansal okuryazarlık programı ile buluşturarak nüfusun yüzde 25’ine ulaşmak temel hedefimiz. Paramı Yönetebiliyorum gençlerimizin finansal okuryazarlık seviyelerinin yükselmesi, sürdürülebilir geleceğe katkı sunmaları anlamında atılan çok önemli bir adım. Biz de TEB olarak, daha güçlü bir Türkiye için finansal bilincin yükseltilmesi hedefiyle, başta çocuklar, gençler, kadınlar, emekliler olmak üzere her kesime yönelik özel projelerle çalışmaya devam edeceğiz.
Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.